13 Nisan 2010 Salı

''Mecazi aşk, ilahi aşkın provasıdır. Sonuna kadar yaşanmalıdır, belki aşk sırrından bir perde aralanır.” 

Düşüncesi sağlam bir öngörü gibi görünse de Said Nursi’nin şu cümlesi sonuca daha yakın:

“ Aşk, şiddetli bir muhabbettir; fani mahbuplara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimi bir azap ve elemde bırakır, veyahut o mecazi mahbup, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için baki bir mahbubu arattırır; aşk–ı mecazi, aşk–ı hakikiye inkılap eder.''


mi?

6 Nisan 2010 Salı

Bütün Mesele Hazır Olmakta

Bütün mesele hazır olmakta. 

Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin. 

Şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz. 

Bütün mesele hazır olmakta. 

Madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış, erken bırakmış ne çıkar, ne olacaksa olsun.


Hamlet'ten

3 Nisan 2010 Cumartesi

2 gecedir şikayet edercesine uyandırıp beni tekrar tekrar hayran bırakıyor kendine.. 

İçim seninle doldurulmak için boş diyo sanki..

Dolunayda gecenin tam yarısında pat diye uyanıp gözgöze gelmek Ay la ne kadar hayra alamet bilmiyorum..

anlamak için sebebini, bekliyorum..

bekliyorum.. 

39 saat sonra..

yine uyandırdın beni bu sefer yarımdı..

gel sen tamamla dercesine..

//yaklaşık 2 hafta sonra karşıma bu çıktı.//

beni anlatıyormuş bu metin, öyle idda ediyolla (inanmayın burçlara:)


yarımay

Sürekli diğer yarınızı bekliyorsunuz. Bulabileceğinizden eminsiniz. O umut sizi aydınlık kılıyor. Yüzünüzün karardığı nadiren görülüyor. O kararmalar da olumsuzluk günleri sayılmaz. İçinize çekilip hayal kırıklıklarını, umutsuzlukları tamir ediyorsunuz. Yeniden ışık biriktiriyorsunuz. Sonra yine salıveriyorsunuz ışınlarınızı. Öbür yarınıza size gelen yolları göstermek üzere aydınlatıyorsunuz etrafı. Mesele şu ki tek bir “öbür yarı”nız yok. Zaman geçtikçe, fark ettirmeseniz de değişiyorsunuz. O yüzden çok da tekin bir “bir yarı” sayılmazsınız